DİPLOMA
Okulların açılmasıyla beraber eğitim sistemini tekrar gözden geçiresim vardı ve şöyle bir sorguladım. Sorguladıkça üzülüyorum. Ve bunca yıl İngilizce eğitimi alıp ta bu dili konuşmaya dökemiyor olmamız çok üzücü. Tabiri caizse dünyaya gözümüzü açtığımız andan itibaren ders kitaplarıyla, kalem ve defterlerle kankayız. Ama ona rağmen ne hakettiğimiz emeklerin karşılığını alabiliyor ne de donanımlı birer bireyler olabiliyoruz.
Okul çağına gelmiş bir çocuk(çocuk diyorum çünkü benim gözümde oyun çağındaki çocuklar onlar) o yaşlarda enstrüman çalmayı öğrenebilecekken, farklı dilleri öğrenmeye açıkken, kültürlenme yolunda adımlarını rahatlıkla atabilecekken, minicik elleriyle saatlerce başını kitaplar ve defterler arasına gömerek harıl harıl ders çalışmak, ödevlerle boğuşmak zorunda bırakılıyor. Bu durumdan kazancı ne oluyor? Koca bir hiç! Zamanla eve kapanmayı öğreniyor. Akranlarıyla vakit geçirebilecekken, kendini hayat başarısına hazırlaması gerekirken sadece günlük hayatta ve hayat başarısında ona hiçbir zaman lazım olmayacak olan konuların çilesini çekiyor. Ve bu olay yıllarca devam ediyor. Bazen Beden Eğitimi dersine bir Matematik öğretmeni bakabiliyor, bazen de Din Kültürü dersine bir Beden Eğitimi öğretmeni... Çocuklar, ne sporu ve spor dallarına yeterli derecede öğrenebiliyor, ne Din Kültürü Eğitimini yeterli derecede alabiliyor ne de dil öğrenebiliyor. Müzik deseniz, eğer müzikte başarılıysan sanata ilgin varsa ama Matematik dersini başaramıyorsan koca bir hiçsin(!) Maalesef, inanış ve anlayışımız bu.
Japonya'da eğitim sisteminin oldukça zorlu ama öğrencileri hayata hazırlayan programlara sahip olduğunu araştırdım. Biliyorsunuz ki Japonya, gelişmişlik olarak ve daha da hızla gelişmeye devam eden ülkeler arasında üst sıralarda yer alıyor. Bu ülke okul başarısı ve notlardan çok ahlak, hayat başarısı ve karaktere odaklı eğitim sistemiyle öğrencileri hayata hazırlıyor. Ve önce karakteri yetiştiriyor. Öğrencilerin 4.sınıfa kadar hiçbir sınava tabii tutulmaması da oldukça ilgimi çekmişti. Bu dönemde Japonya eğitim sisteminin amacı güzel karakter ve güzel davranışlara sahip bireyler yetiştirmektir. Yüksek notlar alan öğrenciler değil. Japonya okullarında sınıf, lavabo ve kantinleri sırasıyla öğrenciler kendileri temizlemek durumundadır. Bu davranış eğitimi de onların sorumluluk becerisini geliştiriyor, birbirlerine yardım etmeyi öğreniyorlar. Oldukça güzel değil mi?
Finlandiya eğitim sistemiyle fazlaca farklılıklar gözlemleyebiliyoruz. Ülkemizin eğitim sisteminin değişmesi ve donanımlı bireyler yetiştirebilmemiz için oldukça zamana ve her şeyden önce bakış açımızın değişmeye ihtiyacının olduğunu görüyorum.
En az 16 yıllık bir eğitim hayatı sürecimiz oluyor. Hemen hemen ömrümüzün yarısı... Ve sonuç?
Kendi mesleğini icraa edememe, başka mesleğe yönelme, çoğu zaman işsizlik, daha üst eğitimler almak zorunda olma gibi...
Peki ya karakter gelişimi? ahlak eğitimi? hayat başarısı?
Onlar önemli değil. Sen teori notlarını yüksek tut yeter. Ezber yap! Ezber yeteneğin varsa ooo, sen çok başarılısın.
Ezber yeteneğin yoksa ve okul notlarını yüksek tutamıyorsan senden adam olmaz derler.
Peki hiç soruluyor mu bir öğrenciye acaba sanatsal yeteneği mi vardır? ya da teknik yeteneği? ya da görsel yetenekleri?
hiçbirinin önemi yok. Önemli olan teori. Önemli olan ezber yapabilme yetisi.
Ne diyebilirim ki daha fazla. Üzülüyorum.
Sonra da ülkemizde diplomalı cahiller, diplomalı katiller, eğitimli ahlak seviyesi düşük insanlar yetişiyor.
Fazlasıyla utanç verici değil mi?

Bu yazıda ne yazık ki gerçekler var, ve sadece üzülmekle kalıyoruz:(
YanıtlaSilmaalesef
SilBır seyler yapmakda bızlerın elınde degılmıdır ?
YanıtlaSilElbette
Sil